- Konu Yazar
- #1
Yüzyıllardır toplumumuzda süregelen ve erkek çocukların penis uçlarındaki derinin alınması operasyonu olan sünnet çoğu için artık karşı çıkılmaya başlanan bir olay olmaya başlamıştır. Sünnete karşı olanlar arasında tıp doktorlarının da olması ilginçtir. Oysa birçok bilgi kaynağına göre kesilmeseydi uzayacak ve mikrop tutucu bir ortam oluşturacak olan penis ucundaki derinin alınmasını tıp uzmanları özellikle tavsiye etmektedirler. sünnet düğünleri , salonların sünnet süsleri , sünnet çocuğunun yatırıldığı sünnet tahtı bu olayın sadece göz önündeki kısmı olup oynanan trajik-komik bir dramın sadece eğlenceli yüzüdür. Sünnet edilecek erkek çocuğun bu olayda yaşadıkları ise sünnet hakkındaki gerçekleri bir daha araştırmayı, öğren meyi ve bunlar üzerinde düşünmeyi gerektirir. Örneğin ilk Müslümanların erkekleri sünnet ettiklerine dair hiçbir kanıt olmadığını biliyor muydunuz? Ya da Kuran’da hiçbir yerde Müslümanlara sünnet olmalarını emreden bir ayet olmadığını? En korkunç olan gerçek olarak ise, sünnetle yaklaşık yüzdört santimetrekare alanında deri, yetmiş beş metre uzunluğunda mikroskobik sinir ve on bin ile yirmi bin arası özelleşmiş erotojenik sinir ucu kaybedildiğini? Günümüzde birçok ülkede eğer tıbbi nedenlerle doğumun hemen sonrasında yapılması gerekmiyorsa sünnet olayı yapılmamaya başlamıştır. Yukarıdaki gerçekleri göz önünde bulundurursanız, Türk filmlerinin komedisi olan, aşkı uğruna Müslüman olan yabancı damadın ne demeye sünnet olmadan Müslüman olamamasını anlayamazsınız. Sünnete karşı olmak konusunda gelinen noktada, hiçbir toplumun ve hiçbir resmi yapının, reşit olmayan çocuklara karşı, onların vücutlarını değiştirme ve gelecek hayatlarında bir dizi travmalara yol açma “hakkı” kabul edilemez. Böyle bir “hak” yasadışı ilan edilmelidir. Demokrasi mücadelesi, ana-baba olarak kendi çocuklarının vücutları üzerinde haksız “hak tasarrufu ”nu ret etmekten başlamalıdır. Sünnete karşı olanları karşı çıkmadan dinlerseniz belki de siz de sesinizi biraz olsun yükseltecek cesareti bulabilirsiniz.