Tüm beşeri işlerde olduğu gibi, ticarette de ahlaksal bakış açıları tartışılmaktadır. Sosyal ve ekolojik olarak kabul edilebilir bir model olarak karşımıza çıkan Adil Ticaret (Fair Trade) bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Adil ticarette, üreticiden tüketiciye varıncaya dek bütün ticari aşamalar, ahlaksal bir bakış açısı ile değerlendirilir; özellikle de, gelişmekte olan ülkelerde, tarım üreticilerinin adil bir bedel almaları gözetilir. Ancak, Adil Ticaret kavramı, normal ticaretin adaletsiz veya daha az adil ticaret olarak algılanmasına yol açabilir, böylece ticarete karşı olan “önyargı geleneğinin” devam etmesine neden olur.
Şüphesiz, modern ticaret yönetiminde, pazar katılımcılarını (alış ve satış) belirlemek ve onların kararlarında etkili olabilmek amacıyla başarılı tedbirler alınmakta, psikotaktiksel ve stratejik pazarlama teknikleri kullanılmaktadır. Raflarda malı rahatça alabilmek için bırakılan boşluklar, kelepir mal reyonları, büyük alış-veriş sepetleri, sakinleştirici fon müziği ve günlük hayatta karşılaştığımız bunlara benzer birçok durumda, satış oyunları etik olarak düşünülemez, aksine kısıtlayıcı bir güdümleme olarak kabul edilir. Satın alma, tuzaklar ve hilelerle değil de, alıcıyı ikna etme yolu ile veya alıcının özgür iradesi ile verdiği karar doğrultusunda gerçekleştiği sürece etik söz konusu olur
Şüphesiz, modern ticaret yönetiminde, pazar katılımcılarını (alış ve satış) belirlemek ve onların kararlarında etkili olabilmek amacıyla başarılı tedbirler alınmakta, psikotaktiksel ve stratejik pazarlama teknikleri kullanılmaktadır. Raflarda malı rahatça alabilmek için bırakılan boşluklar, kelepir mal reyonları, büyük alış-veriş sepetleri, sakinleştirici fon müziği ve günlük hayatta karşılaştığımız bunlara benzer birçok durumda, satış oyunları etik olarak düşünülemez, aksine kısıtlayıcı bir güdümleme olarak kabul edilir. Satın alma, tuzaklar ve hilelerle değil de, alıcıyı ikna etme yolu ile veya alıcının özgür iradesi ile verdiği karar doğrultusunda gerçekleştiği sürece etik söz konusu olur